- 1.1- Otizm ve Konuşma
- 2.2- Çocuğunuzla Neden Konuşmalısınız?
- 3.3- Çocuğunuzla Nasıl Konuşmalısınız?
Otizmli, sözel çıktı alamadığınız özel çocuğunuzla, gelişimsel açıdan tamamlaması gereken ödevleri olan çocuğunuzla ya da bebeğinizle nasıl konuşmalısınız? Bunun için bir kaç temel önerimiz var.
1- Oyun saati planlamak
Sadece çocuğunuza ayırdığınız 20 dakikalık oyun saatleri planlayabilirsiniz. Bu oyun saatlerinde kitaplardaki resimleri ya da oyuncakları seslendirebilirsiniz. Seslendirmeler bol jest, mimik ve tonlama içermeli. Oyun sırasında plan yapmayın, çocuğu yönlendirmeyin. Ne ile ilgileniyorsa onu anlatın, betimleyin ve hikayeleştirerek genişletin. Genellikle aileler sayı-renk-şekil söylemede takılabiliyor ve bu durum çocuklara sohbetin doğal akışını öğretmemizi engelliyor. Sayı, renk ve şekilleri zaten öğrenecekler, siz yaratıcılık, hayal gücü ve eğlenceyi aktarın.
2- Kitap okumak
Bebeklere kitap okuma üzerine yapılan bir araştırmada annelerin daha çok sayı, renk, şekil, boyut gibi öğretme odaklı kitap okuduğu; babaarın ise acaba bu ayıcık ne yapacak, sonraki sayfada ne olacak, bu top buraya nereden geldi gibi hayal gücünü besleyen tarzda kitap okuduğunu göstermiş. Bu sebeple oyun ve kitap saatleri sadece annelerin değil babaların da her gün çocuklarıyla paylaşmaları gereken bir süre. Bu sayede otizmli, özel gereksinimli çocuğunuz ya da bebeğiniz her yönden desteklenmiş ve beslenmiş olacak.
3- Herşeyi anlatmak
Fakat biliyoruz ki ev ve çocuk ile ilgili görevler çalışsın ya da çalışmasın, çoğunlukla annenin üzerinde. Ev işi ise dünyanın en nankör işi. Bu yüzden annelere böyle konularda yüklenmeyi doğru bulmuyorum. Hem evin tüm ihtiyaçlarını tamamlarken hem de çocuğunuzla her gün kaliteli, birebir oyun saati planlayamayacağınızı biliyorum. Ama bu kesinlikle bir engel değil. Hatta avantaja çevirmesi çok kolay bir durum. En kolayı gün içerisinde yaptığınız herşeyi seslendirmek. Örneğin bulaşık yıkıyorsunuz, çocuğunuzu yanınıza alın ve yıkarken bir yandan anlatın: “tabak kirlenmiş, köpürtüyorum. Kenara koyalım, yeni tabak alalım. Ay ne yedik bunda? Köfte yemiştik. Sünger ile temizliyorum.” gibi. Çamaşır yıkarken, katlarken, evi toplarken, ütü yaparken sürekli anlatabilirsiniz. Eğer işten geldiyseniz gününüzü anlatabilirsiniz. Aynı şeyi tabii ki baba da yapmalı. Bu sayede hem anneye destek olmuş hem de çocuğunun beyin gelişimini desteklemiş olur.
4- Tane tane anlatmak
Konuşurken kelimeleri vurgulu, sakin, tane tane söylemeliyiz. Çocuğumuzun her bir kelimeyi duyup sindirmesi için zaman tanımalıyız. Kelimeler arasında esler olmalı ki her kelime ayrı olarak algılanabilsin.
5- Göz hizzasında olmak
Her zaman çok mümkün olmasa da, mümkün olduğu sürece çocuğun göz hizzasında olunmalı. Yere eğilerek, oturarak, döndüğü yöne geçerek göz hizzasında kalıp göz teması sürdürülmeli. Bu iletişimin etkililiğini ve kalitesini arttıracaktır.
6- Jest, mimik, tonlama
Konuşurken bolca yüz ifadesi, abartılı beden hareketleri ve heyecanlı ses iniş çıkışları kullanmalıyız ki çocuğumuzun ya da bebeğimizin ilgisini çeksin. Dikkatini konuşmamıza vermesi ve sonuna kadar izlemesiyle dikkat süresi de artacaktır.