- 1.Messi ve Otizm
- 2.Otizm Şifacıları
- 3.Aspergerli Aktivist Greta
- 4.“Dizilerde oluyor” Deyip Geçmeyin, Hayat Kadar Gerçek!
- 5.OSB Tedavi Alternatifleri: Şarlatanlık Mı, Mucize Mi?
- 6.Mehmetçik İlkokulu’nda Neler Oldu?
- 7.Aşı Otizm Yapıyor! (mu?)
- 8.Otizmin farkında, Alper’in yanındayız.
- 9.Koronavirüs ve Karantinada Yaşam
- 10.Süreç yavaş olabilir. Ama pes etmek, hızlandırmayacak.
- 11.Karantina Gezi Rehberi – Yurtiçi
- 12.Babalar Günü ve Özel Babalara 5 Öneri
- 13.Yeni Normal ve Özel Bireyler
- 14.Dürtü kontrol bozukluğu
“Ne zaman konuşacak? Ne zaman tuvalet eğitimi tamamlanacak? Ne zaman akranlarıyla oyunlar oynayacak?”
Bunlar ve daha birçok soru.
Ebeveynlerin sıklıkla sorduğu, özel eğitim uzmanlarının sıklıkla duyduğu sorular. Ortak paydaları ise “Ne zaman?”.
Özel gereksinimli bazı çocuklar birden patlama gösterip belirtilerinden sıyrılabiliyor. Ama birçok çocuk için süreç çok yavaş işliyor. Hele çocuğumuzun gelişim sürecini nasıl bir dikkatle izlediğimizi düşünürsek… Günlerin nasıl da aylar, ayların da yıllar gibi hissettirdiğini anlayabiliriz. Süreç yavaş olabilir ama pes etmek, hızlandırmayacak.
“Ne zaman?”. Beklemek zor, süreç yavaş, Sonuçlar kendini küçük küçük gösteriyor. Verilen büyük emeklerin karşılığında küçük adımlar. Yeterli hissettirmiyor.
Ben mi yanlış yapıyorum? Öğretmeni mi yavaş çalışıyor? Doğru okulda mı değiliz? Biraz daha tutarlı olabilseydim… Hep benim suçum. Babasının suçu. Ağabeyinin suçu. Ne zaman bitecek? Ne zaman biz de “normal” olacağız? Ne zaman savaşmayı bırakabileceğim? Ne zaman? Ne zaman? Ne zaman?..
Pes mi etsem?
“Süreç yavaş olabilir. Ama pes etmek, hızlandırmayacak.“
Bu sözü gördüğümde aklımdan ailelerin yaşadığı, uzmanların boğuştuğu tüm o sorular geçti. Tüm velilerimden duyduklarım. Sınıf öğretmeninden, spor eğitmeninden, dil terapistinden duyduklarım. Tüm o yorgun yüzler. Tüm o pes etmenin kıyısına gidip gelmeler.
Kesinlik Aramak
Kesinlik isteyenler ihtimalleri kaybeder.
Gerçek şu ki, hiç kimse bilemez zamanını. Ne zaman biteceğini, konuşacağını, yürüyeceğini. Bir kitapta okumuştum, “kesinlik isteyenler ihtimalleri kaybeder” diyordu. Çok doğru. Özellikle bizim alanımızda. Özel gereksinimler söz konusu olduğunda kesin tarihler beklemek, kesin cevaplar aramak imkansızı istemek gibi. Elbette kesin tarihler, cevaplar veren uzmanlar da oluyor alanımızda. Ama sadece umut tacirliği yapmış oluyor, hayal kırıklıklarına yol açıyorlar.
Sütten ağzı yanan aileler, yoğurdu üfleyerek yiyor. Gerçekçi olmayan hedeflere umut bağlayan aileler, artık gerçekleri duyduklarında bile inanamıyor.
Otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, disleksi, diskalkuli, disgrafi, obsesif kompülsif bozukluk, asperger sendromu, dürtü kontrol bozukluğu, down sendromu, mozaik down sendromu, serebral palsi. Hepsi için geçerli. Kesin tarihler, kesin çözümler istemek, ihtimalleri kaybetmemize yol açıyor.
Esnek Olmak
Bu süreçte esnek olunmalı, sabırlı olunmalı. Tek bir şeye yönelip, diğer her şeye kendimizi kapatmamalıyız. Bir eğitimin, terapinin, tedavinin futbol takımı tutar gibi fanatiği olmamalıyız. Esneklik burada olmalı, farklı yöntemlere, fikirlere açık olmakta.
Ama esnek olmak isterken oradan oraya da savrulmamalıyız.
Bir saksıya bir çiçek ektiğinizi düşünün. Saksıda toprak verimsiz, çiçeğinizi beslemiyor. Ama siz inatla çiçeğinizi orada bırakıyorsunuz. Ne olur? Çiçeğiniz kurur, açamaz.
Yine bir saksıya bir çiçek ektiğinizi düşünün. Saksıdaki toprak verimli, çiçekleriniz ardı arkası kesilmeden açıyor. Ama siz başka saksılar, topraklar denemek istiyorsunuz. Ya şu saksı daha iyiyse, ya bu toprak daha verimliyse diye düşünmeden edemiyorsunuz. Çiçeği saksıdan saksıya taşıyorsunuz. Kökleri zedeleniyor. Bir türlü yerleşip büyüyemiyor. Bunun sonunda ne olur? Çiçeğiniz solar, gelişemez.
Esneklik sürekli yöntemler, okullar, eğitimciler değiştirmekle olmaz. Ya da her duyduğunuz programı denemekle de olmaz. Üstteki hikayede olduğu gibi, verimsiz gördüğünüz şeyleri değiştirmekte cesur olmalıyız, süreçle inatlaşmamalıyız. Verim görülen yerde ise sabırlı olmalıyız, duygularımıza ve sabırsızlığımıza yenik düşmemeliyiz, oradan oraya savrulmamalıyız.
Ve, pes etmek… Süreç yavaş olsa da, çözümü asla pes etmek değil. Hiçbir faydası olmadığı gibi, hiçbir şeyi de çözmüyor pes etmek.
Süreç yavaş olabilir, ama pes etmek hiçbir şeyi hızlandırmaz.
Özel eğitim gereksinimi olan çocuklarla her günümüzü anlatan bir söz. Anne, baba, uzman hepimiz yorulabiliriz. Ama pes etmek yerinde saymaktır. Sürekli akan yaşamın içinde ise, yerinde saymak geriye gitmektir. Süreç yavaş olabilir. Ama daha iyi bir yerde olduğumuz kesin. Hiçbir eğitim almadan, hiçbir şey yapmadan olacağından çok daha iyi bir yerdeyiz. Bunu hiç unutmamalıyız. Ve kesin söyleyebileceğim bir şey de, daha da iyi olacak. Ne kadar ve ne şekilde iyi olacağı çocuğa ve özel gereksinimin yoğunluğuna göre değişse de, çok daha iyi olacak.